HATAY GEZİSİ
Tarih: 16.05.2011 23:00:00| Okunma Sayısı: 3700

Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden olan Antakya, bütün dinleri, kültürleri bir arada barındıran bir şehirdir.

Birçok çağa, savaşa, olaya karşı dimdik ayakta kalarak direnen Antakya, bu kültür mozaiği içinde bugünlere kadar gelebilmiştir. Eski çağlarda dünyanın ikinci büyük şehri unvanına sahip olan Antakya, şu anda da kendi çapında gelişmiş bir şehir konumundadır. Eski tarihlerden günümüze kadar gelen tarihi eserler, Asi Nehri, sokaklar ve caddeler dile gelse, o eski Antakya''yı herkesten daha iyi tasvir edebilirdi. Müslümanların, Hıristiyanların, Yahudilerin ve başka dinlere, mezheplere mensup insanların bir arada yaşayarak, hiçbir prokovasyona yenik düşmeden bugünlere kadar barış, kardeşlik ve huzur içinde gelmesi, dünyada verilecek en güzel örneklerden birisidir. Bu nedenlerle Baro Yönetimimiz Hatay a kültürel bir gezi düzenlemeye karar vermiştir.

Uzun hazırlıkların ardından kafilemiz 6 Kasım 2010 saat: 06.00 da İl Özel İdaresi Binası önünden Hatay a doğru hareket eder. Kahvaltılar baro tarafından hazırlanan kumanyalarla otobüste yapılır. Hatay Müzesinde rehberimiz Hale Rüstemoğlu kafileye dahil olur. Rehberimiz filologdur fakat Hatay da çalışan yabancı arkeologların kitaplarını tercüme etmesi sebebiyle Hatay ın tarihini onlar kadar iyi bilmektedir. Mozaik Zenginliği bakımından dünyanın en önemli merkezlerinden olan Hatay Müzesi ile gezimize başlıyoruz. Gerçekten de müzede sergilenen mozaiklerdeki motifler ve renkler görülmeye değer. Müzede Hitit, Asur, Roma ve Bizans dönemine ilişkin birçok eser bulunmaktadır. Fakat bu eserlerin en görkemlisi, bir apartmanın temel çalışmaları sırasında çıkarılan; hazırlanmış ama kullanılmamış bir lahit. Lahitteki işçilik mükemmele yakın. Müzeden sonra Ortodoks Kilisesi ve Habibi Neccar Camiini geziyoruz. Ardından dünyanın ilk mağara kilisesi St. Pier Kilisesine geçiyoruz. Harbiye nin eşsiz manzarasında yenilen yemek ve ufak gezinin ardından saat 14.00 civarında konaklayacağımız Ottoman Palace ye geçiyoruz.

Ottoman Palace, Hatay ilinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan tescilli tek beş yıldızlı oteli. Ottoman Palace nin bünyesinde thermal özelliğe sahip şifalı suyun mineral özelliği dünyada bilinen en yüksek değerdedir. (1 litrede 29.700 mg)
 
Ayrıca otel bünyesinde bulunan şifalı suyun içerisinde bulunan iyodür adlı mineralin yoğunluğu 1 litrede 15 mg dır, dünyadaki en yakın rakibi Almanya'daki kaplıca da 1 litrede 6 mg olarak bilindiğini varsayarsak bu suyun eşi ve benzeri yoktur. Çapa Tıp Fakültesi'nin analizleri sonucu suyun bilinen 19 hastalığa çare olduğu kanıtlanmıştır, bu özelliğinden dolayı Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı thermal niteliğe sahiptir.

Otele yerleşen baro kafilesi kısa bir dinlenmenin ardından soluğu otelin termal havuzunda alır. Thermal Otelin suyu çok sıcak değil. İki saate yakın burada kalıyoruz. Sıcak su tüm yorgunluğumuzu ve stresimizi alıyor. Buhar odaları, Spa merkezleri, Jakuziler, Saunalar ve fitness merkezi kullanıcıların hizmetine sunulmuş durumda. Hatay mutfağının en güzel örneklerini barındıran açık büfe akşam yemeğinin ardından Fenerbahçe nin maçını seyretmek için otelin oyun odasına geçiyoruz. Gelmişken okeyde oynayalım bari. Açıkgöz kardeşlerin büyük desteği ile Ejder-Ahmet ikilisi 10 a 2 geriden oyunu alıyorlar. Okeyden çıkarttığımız sonuç; Mustafa Deveci harbiden renk körü. Bu ara lokaldeki herkesin içtiklerinin hesabı bizde kalıyor.  

Kafile, 7 Kasım sabahı güzel bir kahvaltıyla güne başlıyor. Kahvaltı sonrası saat 12 ye kadar otelin termal havuzunda zaman geçiriliyor. Saat 12 de kafile rehber eşliğinde Hatay ın güney ilçelerine doğru hareket ediyor. İlk durağımız Samandağı ndaki Vakıflı Ermeni Köyü. Vakıflı köyden ziyade düzenli altyapısı ile Avrupai bir beldeyi andırıyor. Daha sonra öğreniyoruz ki Avrupa nın burada da parmağı var. Avrupalı yöre insanını kışkırtarak sözde Ermeni soykırımına nema arayışında. Fakat onlar gayet net; “Biz asırlarca Türklerle beraber yaşadık. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Nitekim Atatürk te bize söz verdi. Verilen söz doğrultusunda kimse bize dokunmadı. Avrupalının kışkırtması ile Dünya Savası sırasında cahil Ermenilerin yaptıkları bize maledilemez. Biz bu topraklarda mutluyuz.” Gerçekten de Ermeniler burada huzurlu bir ortamda mutlu bir şekilde hayatlarını devam ettiriyorlar. Köyün meşhur ceviz reçelini hediye olarak aldıktan sonra yola devam ediyoruz. Samandağında bir balık lokantasında öğle yemeğini yedikten sonra Titüs Tüneli ve Beşikli Mağaraya doğru hareket ediyoruz. O günün şartlarında yapılan bu kilometrelerce uzunluğundaki tünel ve kaya mezarları hayret verici. Gün ağarırken tarihe yapılan yolculuğun huzuru içerisinde şehrimize doğru yol alıyoruz.    
 
 

ETKİNLİK TAKVİMİ

Calendar
Title and navigation
Title and navigation
<<<Nisan 2024><<
Nisan 2024
 PSÇPCCP
1325262728293031
141234567
15891011121314
1615161718192021
1722232425262728
18293012345

27.04.2024
AV. M. BURAK GÜL
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.