8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
8 Mart, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin bir kez daha dile getirildiği; kadınların 1857 yılında başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdiği Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.
Kadına karşı her türlü ayrımcılık ve şiddet dünyada var olmaya devam ediyor. Ancak ülkemizde korkutucu boyutlarda bir şiddet olgusu var. İstatistiki veriler, ülkemizde şiddetin her yıl daha da katlanarak büyüdüğüne işaret ediyor. Ne yazık ki, özellikle son yıllarda artık ilimizde de kadına karşı şiddet terörü giderek artıyor.
Kadına şiddetin temelinde kadınları kontrol altına alma ve ataerkil zihniyetin kendi çıkarları doğrultusunda kadınları yönetme isteği vardır. Ülkemizde yaşayan kadınların çoğunluğunun eğitim alıp almayacağı, ne kadar süreyle eğitim alacağı, meslek sahibi olup olmayacağı, ücretli olarak çalışıp çalışmayacağı, nasıl giyineceği, ne zaman ve kiminle evleneceği, kaç çocuk doğuracağı gibi kendisi ile ilgili hayati konularda ‘aile’ sinin erkekleri, önce babaları sonra kocaları karar vermeye çalışmaktadır. Tüm bu kararların dışına çıkan, kendi yaşamını kendi seçimleriyle sürdürmek isteyen kadınlar da farklı şekillerde şiddete maruz kalmaktadır.
Kadını önemsizleştiren, yok sayan, eve kapatan, sokağa çıkmasına kötü gözle bakılmasına neden olan politikaların biran önce yok edilmesi gerekmektedir. Bunun için öncelikle bu bakış açısının değiştirilmesi şarttır.Yasaları değiştirmekle, kadın cinayetleri ve kadına şiddetin sona ermesi mümkün değildir. Öncelikle bir zihniyet değişikliği gerekmektedir.Kadına cinsiyetçi bakış açısı değişmeli, kadına bir meta muamelesi yapmaktan vazgeçilmelidir. Bunun için toplumda konu ile ilgisi olan tüm kurumlar gerekli şekilde eğitilmeli, kadına şiddete yönelik davranışları önleme yolları kağıt üstünde kalmamalı "gerçekten" uygulanmalıdır. Pek çok kadın, koruma altında iken öldürülmüştür. Demek ki yeterince korunmamışlar ya da koruma işi ciddiyetle uygulanmamıştır. Kadın cinayetlerinde, haksız tahrik indirimi de yerli yersiz uygulanarak, cinayetler adeta teşvik edilmektedir. Yersiz haksız tahrik indirimi, vicdanları yaralamakta, cinayetlerin artmasına neden olmaktadır.
Kadın ve erkeği eşit gören eğitim ve düşünceye ulaşmadıkça şiddet devam edecektir. Kendini kadından üstün görerek yetişen her erkek şiddete göstermeye açık olacaktır. Artık şiddetin sonuçlarının yanında şiddetin önlenmesi üzerine de yasal tedbirler arttırılmalıdır. Toplumda kadın ve erkek eşitliği temelinde aile eğitim seferberliği başlatılmalıdır. Çocuk yaşlarda aile içerisinde başlayan bu eğitim toplum hayatının her alanında da devam etmelidir.
Kadın hakları alanında yaşanan tüm sorunların takipçisi olacağımızı bir kez daha yineleyerek, haklarına sahip çıkan mücadele gücünü kaybetmeyen sorgulayan, düşünen, üreten tüm kadınlarımızı kutluyoruz.
K.Maraş Barosu Kadın Hakları Kom.Başk.
Av.Gonca KENGER