BARO GÜLÜŞÜNÜ KAYBETTİ.
Sevgili dostum ve meslektaşım Metin ŞİRİKÇİ 31.10.2010 günü kendi evinde, yatağında rahmetli oldu. Kimseye haber vermeden, aman ben ölüyorum demeden, Allaha ısmarladık demeden... Çünkü o gerçekten yaşayacağına gönülden inanırdı. Bir gün kendisine "Metin sen ömrünü valla Azrailden söke söke alıyorsun" dedim. Kendisi "valla öyle öbür tarafa en az on defa gittim geldim" dedi.
 
Doğru idi hastalığından asla söz etmez hayatla barışık yaşar ve hastalıkla dalga geçerdi. Hep yaşadı... Canlı, neşeli, mutlu, espirili ve çalışkandı. Baronun neşe kaynağı idi. Kendi ürettiği çok kaliteli, zeka dolu fıkraları hemen orada ayak üstü anlatır, bizleri kırar geçirirdi.
 
Anlatımları ve açtığı konular ile bir çok konunun enine boyuna tartışılmasını sağlardı. Konuşma ortamına açtığı konular başka hiçbir yerde bu açıklıkta konuşulmazdı. Herkes düşüncesini açıkça söylerdi. Baronun demokratik ortamı buna uygundu.
 
Sadece baronun değil, mahkemelerinde güler yüzü idi. Mahkemenin havası na kadar ağır, hakim ne kadar asık suratlı olursa olsun, yeri geldiğinde Metin esprisini patlatır salonu kahkahalarla doldururdu.
 
Yüzyıllık bir aile dostluğumuz vardı. Ama biz avukat olarak tanıştık. Bizi hiç kimse tanıştırmadı. Arkadaş olduk. Nazikti, feodal bir gelenek ve terbiye taşıyordu, insanları seviyor, insanlara değer veriyordu. Bütün bunlar bana uyuyor ve ortak noktalarımız idi.
 
Metin önemli bir yazar idi. Hele yazdığı 5 cilt metince kitap serisi Türkiyede yazılmış şehrayinlere önemli bir örnektir. Bu seriler, İstanbul ve bursa üzerine yazılan şehrayinlerden sonra bir şehir üzerine yani kahramanmaraş üzerine yazılmış üçüncü kitap oldu. Kahramanmaraşın otantik ve sözlü kültürü üzedine yazılmış bir kaynakça oldu ve gelecekte kıymeti daha iyi anlaşılacaktır.
 
12 Eylül 1980 de de ortaklığımız oldu. Gözaltılar ve işkenceler dorukta. Belli sıra gelecek. Rahmetli ile anlaştık, gözaltı olursa dik duracağız ve birbirimiz hakkında kem laf etmeyeceğiz. Beklediğimiz oldu. Beni evimden adılar, rahmetliyi de bonmarşenin oralarda sokaktan aldılar sıkıyönetim merkezine koydular. Bana sorulan sorulara ben olumlu ve korunaklı cevaplar verdim. rahmetli de kendisine sorulan sorulara aynı şekilde cevap verince Yusuf paşa (sıkıyönetim paşası) ne o siz dışarıda anlaştınızmı demiş. Bana bunu rahmetli anlatmıştı.
 
Umarım ve dilerim Metin' in gidişi ile Baro serbest kürsüsü... kahkaha dolu sabahlar... neşeli günler... sona ermez. Cenabı Allah'ın rahmeti onunla olsun

Avukat Ahmet BABAOĞLU